4 Şubat 2011 Cuma

ÇIIIIKTIK AAÇIIK ALINLAAAA…(29.10.2006)

Bu Pazar 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı; ben de bayram çocuklarıyla birlikte erkenden uyanıp Çeşme’ ye doğru yola çıktım. Apartmandan Pazar sabahın köründe koşarak çıkan bi onlar vardı bi de ben J
Arabama kurulup, yola koyuldum; radyomu açtım; 10. Yıl Marşını çalıyor… Bir kadın olarak sahip olduğum imkânlar ve haklar için Atama tekrar şükran duydum J
Son dalışta benim sağ kulak arıza yapınca dalışlara mecburen ara vermiştim… Bu hafta bi deniyim bakalım dedim. Ne de olsa aradan uzuuuun bi süre geçti. Bana ay gibi geldi ama meğer hepi topu 2 hafta sonu dalışını kaçırmışım JJ bi de bayramda kaplumkurbağayı L
Tekneye geldim; ayy bi özlemişim…
Doruk, Erdinç, Mehmet Hoca, Roger, Benal, Tolga… Tanıdıklar teker teker dökülüyor… Gürel, Oğuzhan, Tolga… Aybars geldi, sımsıkı giyinmiş, elinde çantası yok; hastaymış, bizi görmeye gelmiş… Gecikenler var, o yüzden sabah muhabbetimiz uzun sürüyor… Bu arada listeye şööle bi göz atıyorum da eğitim alacak 2-3 kişinin dışında bi benim tek yıldızım var; geri kalanlar arasında 2* vaarr, rescue vaarr, hatta dive master bi abla bilem var… Oğuzhan da 2* eğitimine başlamış… Gürel bana da takılıp duruyor… Tamam yaa… Ben de alıcam ikinci yıldızı… Anlatıyorum ben şu sarhoşluk meselesinden tırsıyorum diye… Gecikenler de tamamlandı; Aybars’ ı karada bırakıp hareket ettik…
Keyfim yerinde, oohh yaaa… Meğer kaç haftadır milleti kasıp kavurmam dalmadığım içinmiş JJ (diyorum ben bunlar bu tüplere kuru hava basmıyolar diye ama kimse bana inanmıyo J)
Roger nereye gidiyoruz diye bana soruyor J Bilmiyorum, daha öğrenmedim… Hakikaten nereye gidiyoruz; yolda gelirken deniz köpük köpüktü…
Yolda Mehmet Hoca listeleri yapıyor… Yine bana takılıyolar… “E bi tek yıldız sensin bugün teknede” Yaa tamam yaaa… Ben de alıcam, ama biliyosunuz işte kulağım arıza yaptı; bu hafta bi deniyim bakim, sonra başlarız… Hem ben daha o 180 soruyu çalışmadım JJJ
Sahi yaa … Peki ben kimle dalıcam bugüüün???
Mehmet Hoca ilk listenin başında adımın etrafına oklar çizerek gösteriyo…
Nasıl yani?
“Evet” diyor; “bugün derin dalışını yapıyosun”
“Emin misiniz? Ben kolay sarhoş olurum ona göre; sarhoşluğum da pistir haaa…” falan diyorum ama hakkımda karar verilmiş bi kere…
Haydaaaa… Günün sürprizi… JJJ
Veee işte dalış maceralarımın ikinci bölümü de başlıyor böylece…
Hay Allah yaa… Tam da heyecansız günlere alışmıştım… Şimdi yok derin dalışıydı, yok azot narkozuydu, yok navigasyondu, hele gece dalışı… JJJ Eğlenceli günler tekrar başlıyo anlaşılan ;)
Aaayyyy heyecan bastı şimdi bak beni yaaa… Midem falan bulanmaya başladı… ooofff…
Erdinç yanına çağırıyo beni, birlikte dalıcaz çünkü… Başlıyo anlatmaya… Aşağıda algılamamız daha yavaş; bunu göstermek için yukarıda ve aşağıda 4 işlem yaptıracaklarmış bana… Sonra beni daha derine çağıran yunuslar falan görürsem, böööle her şey çok güzel ve hoş gelirse işte o zaman sarhoş olmuşum demekmiş… Azot narkozu kötü bişii değilmiş, aksine çok güzel bişeymiş… Zaten asıl o yüzden korkulması gerekiyomuş ya… J 30metreden sonra olabiliyomuş.
Peki, soru: “dalıyoruz ve hangi metrede sarhoş olursak bi daha o derinliğe dalmıyo muyuz?”
Cevap: “hayır, her zaman sarhoşluk yaşayacaksın diye bişey yok. Bazen olmaz, bazen 32mt.de olur; bazen 40mtde olur. Hiç de yaşamayabilirsin ama bilmem kaçıncı dalışından sonra bir gün kafayı buluverebilirsin… JJJ Bunun tecrübeyle de bi alakası yok! Hissettiğinde yükselirsen geçer.”
Haydaaa o zaman bi soru daha: “peki ya bu dalışta şimdi sen sarhoş olursaaaan??!!”
Cevap: “Olabilir…”
Şaka mı acaba bu yaaa… Eğitmenler de sarhoş olur… mu yaaa…
Ooofff gideyim de hazırlanayım bari… ooofff… Heyecanlıyım yaaa…
Tekrar konuşuyoruz… Heyecanlanacak bişey yok… Her zamanki gibi dalış yapıcaz, farklı bişey yapmıycaz… Zaten burasının eğimi de yumuşak, yavaş yavaş inicez… Bu arada Benal elinde matematik sorularıyla geliyo… 30sn.de logaritma sorusu hariç diğerlerini çözüyorum J hain Benal bi de logaritma sorusu yazmış tahtaya JJJ Tabi aslında bu arada bana kronometre tutmak için saat bulamayışını, Gürel’ in telefonunda kronometre var diye onu alışımızı, bu arada saat ayarlarını karıştırmamızı falan da anlatmıyorum…JJ
Bütün bunlar olurken, 88’e geldik… Hazırım; gruptakiler atlıyolar, ben de kuşanıp atlıycam. Mehmet Hoca saatini veriyor bana; neresinde neyi gösteriyo anlatıyo. O anda aşağıda saate bakıp bakamıyacağımı bile bilemiyorum…
Yaa bu arada benim kulak noolucak acaba? Dengelenmezse çıkıcam de mi?
Evet…
Acaba dengelense de mi dalsam, yoksa dengelenmese de mi çıksam?
Ooff yaa… Yine aynı heyecan, yine sebebi belli değil… Mehmet Hocam “sık sık dengeleme yap, ama fazla da zorlama” diye uyarıyo… Neyse kuşandıktan sonra fazla uzatmadan atlıyorum. Ben Erdinç’ in yanındayım; diğer grupla da birleşiyoruz, Roger arkadan takip edecek. Gürel’ e de tembihliyorum “arada bana bak haa” diye, Erdinç’ e de “bak korkarsam falan elini tutarım ona göre” diyorum. İkisi de “tamam” diyor.
Evet, herkes hazır mı benle derin dalmaya?
Hadi bakalım iniyoruz… Başlıyoruz gitmeye… Erdinç ellerim konusunda uyarıyo beni… Yine benden bağımsız hareket ediyolar J Neyse ben kulaklarımı dengeliyorum, yüzerliğimi ayarlıyorum. Erdinç’ in yanında paşa paşa gidiyorum. Kulaklarımda problem yok, en çok ona seviniyorum JJJ
Bi de bana yukarıda tembihlediler, havanı daha sık kontrol edeceksin, 100 barı mutlaka göstereceksin; 5mt.de 3 dk. bekleme mecburi, havan bitse bile tekneden deko tüpü sallıyoruz, ondan faydalanıp yine de bekleyeceksin… Ben de o yüzden konsolu alıyorum, havaya bakıyorum. Bi de derinliğe bak de mi JJJ Aklıma geldiğinde 20küsur metrelerdeydik. Sonra az gidip uz gidiyoruz; bi ara gözüm 30metreye takılıyor. Anam anam anam 30 metreye kadar gelmişiz; kafamı şööle bi yüzeye çeviriyorum, eh çok da uzak değil JJJ 35mt.de Erdinç sınav tahtamı veriyo J önce ilk sorudaki yazıyı anlayamıyorum 1 mi, 7 mi diye. Erdinç’ e sormaya çalışıyorum, o da anlamaya çalışıyo ki ben okuyamadığım rakamla hem çarpma hem bölme olduğunu fark edip, konunun üstünde daha fazla durmuyorum ve süre başlıyor. Sonuç: 40sn. Yani arkadaşlar nasıl denizde cisimler %25 daha büyük görünüyosa, benim de beynim %30 daha yavaş çalışıyo sualtında J Demek normal şartlarda da beynimi %30 daha yavaş çalıştırsam, daha mutlu yaşayacağımJJJ
Bu arada kendimi test ediyorum, her zaman aldığım zevkten daha fazlası yok; demek hala ayıkım J Soruları çözdükten sonra biraz daha ilerliyoruz. Bir kovuğun içine doğru sokuluyor Erdinç, bişeyler arar gibi. Sonra fenerini tutuyor, bi tane böceğin sadece bıyıklarını görebiliyorum ben. Bıyıkların uzunluğuna bakılırsa epey büyük olsa gerek J sonra çekiliyorum diğer arkadaşlar da bakıyor. Bu arada aşağıda renkler güneşten solmuş gibi silik soluk ama feneri tutunca canlanıyorlar J Böcek ziyaretinden sonra dönüşe geçiyoruz, havamı kontrol ediyorum 110… e güzel… Etrafı seyrede seyrede ilerliyoruz. Aramızda bi paparazzi var; bizi kamerayla çekiyo; önümüzde yanımızda… İnsan biraz huzursuz oluyo kamera görünce JJJ Bu arada BC bana büyük gelmeye başlıyor artık; orasını burasını çekiştiriyorum, olmuyor. En sonunda hırka gibi sarınıyorum; hem böylece ellerimi de bağlamış oluyorum ;) 5mtlerde oyalandıktan sonra artık çıkış zamanı geliyor. Erdinç’ le birlikte yükselmeye başlıyoruz. Erdinç bana bişeyler işaret ediyo ama… O arada saatten bip bip slow slow diye uyarı geliyor. Meğer biraz hızlı çıkıyomuşum. Saate bakıyorum bişeyler daha yazıyor ama ne olduğunu anlamıyorum sanırım çıkış hızımı gösteriyor J Neyse yüzeydeyim artık… Ama başım dönüyo sanki biraz… O da geçince tekneye çıkıp tez vakitte üstümü değişiyorum çünkü artık soğuuuuk… Erdinç, Mehmet Hocaya “bu kız tamam istediği yerde herkesle dalabilir artık” diyor…
Yaşasııın yaşasııııın… Savulun ben geliyorum…
Eğitimler için Jandarma Koyuna geçiyoruz; biz yemeğimizi yerken, yeni dalgıç adayları da eğitimlerini alıyorlar; biz yemekten sonra yukarda biraz şekerleme yapıyoruz, biraz sohbet ediyoruz. Ama ne yapsak Gürel’ in yüzünü güldüremiyoruz; benim derin dalışım bile Güreli’ i güldüremiyor bu hafta…
İkinci dalışlar için yatak odasındayız… Deniz biraz dalgalı… Ben small BC bulup hazırlanıyorum; her şeyim hazır. Herkes kuşanmış atlıyor; ben Benal’ den yardım istiyorum… Platformun kenarında hazırlanırken; Mehmet Hoca da geliyor.
Tam her şey tamam derken BCye hava basamıyoruz. Tolga’ ya sesleniyor. Ahtapot değişecek diye. Hadiiii Tolga yeni bi ahtapot getiriyo. Millet suda sabırsızlanıyo… Tamam, geliyorum, bitti derken yine hava basamıyoruz. BC değişecek diyor Mehmet Hoca. Hadiii… Yeni BC geliyor ben diğerini çıkarıyorum. Pitstopdaki F1 pilotları gibiyim. Ben yerimde duruyorum önümde arkamda bir ekip koşuşturuyor. Gürel’ in VİP dalgıç benzetmesi de tam yerine oturuyo vallaaa… En sonunda OK veriliyor ve kendimi suda buluyorum. Var ya dalış hayatımın en hızlı, gerçekten ama en hızlı suya atlayışı oluyor bu…
Erdinç “Ozan’ la birliktesin, benim arkamda olun” diyor. Tamam. Badimin tüpü mavi. Başlıyoruz alçalmaya. Yukarısı dalgalı ama aşağısı da pek farklı değil. Yatay da olduk ama ben gidemiyorum, bu ne yaaa… Akıntıya bak… Bi de sallıyor sağa sola… Böylece Erdinç’ in arkasında olmak yerine en arkada kalıyoruz biz. Bizim önümüzde bazen üstümüzde bi abla var bi yukarda bi aşağıda… J Ben bi taraftan akıntıya karşı gidiyorum, bi taraftan yüzerliğimi ve kulaklarımı dengeliyorum; bu arada da elimde balıkların olduğu bi kağıt tutuyorum.
Bugün ilk defa yatak odasına gireceğim… Ayşe ile tanışacağım J Girmeden Erdinç uyardı “içerde bam bam sesler duyacaksınız korkmayın dalga sesi onlar” diye. Badim çok centilmen, kapının önünde durup bana yol veriyor… Giriyoruz; oda küçük biz kalabalığız… Erdinç çıkışın yakınında bana fenerle Ayşe’ yi gösteriyo J Sonra bekliyoruz bizden önce girenler çıkıyor, biz de arkalarından. Bu arada beklerken içimde “güm güm” bişeyler oluyo; korkmuyorum dalga bunlar JJ Ama bacadan çıkarken sağdaki böceği geçer geçmez aşağıdan baam diye bişey vuruyo, işte o zaman korkuyorum. Gerçi onun da dalga olduğunu anladım ama bu kadar da şiddetli olmaz ki kardeşim… Odadan çıkıp yolumuza devam ediyoruz. Vee işte o meşhur baracudalar… Belki 7–8 tane görüyoruz. Maalesef sürü halinde göremiyoruz; tek tek… Minik şeffaf balıklardan bir bulut var önümüzde. Ozan içlerine dalıyo; çok şekerler yaaa… Biraz ilerde aynı bulutun içinden ben geçiyorum. Çok zevkli şu dalış işi yauw…
Biz en arkada olduğumuz için bütün ekibi arkadan izliyoruz. Abla asansör misali zııııt çıkıyor; sonra zzzuuuttt iniyor. Böylece pörtleme olayının da karşıdan nasıl göründüğüne tanık olmuş oluyorum JJ Tam o sırada sağdan bir baracuda Erdinç’ e doğru dimdik geliyor; kimse görmedi daha. Ben Ozan’ a göstermek için çırpınıyorum; sonunda o da görüyo, Erdinç de. Gerçekten enteresan hayvanmış bu Baracuda JJ… Dönüşte Gürel yanıma geliyo bi karagöz gösteriyo bu ne diye; kâğıttan bakıp göstericem; buluyorum gösteriyorum. Bu da bu dersin sınavıydı galiba JJ Gezelim görelim öğrenelim dersimi de geçtim sanırsam JJJ Bi tek şu ellerim… Gürel de uyarıyo… Ellerimi bağlıyorum… Bu dalışın da sonuna geliyoruz. Bu sefer havamı bitirmeden çıkıyorum(200/90) JJ
Çıkınca yine bir telaş giyiniyoruz… Valla kış günlerinde nasıl olacak bu iş bilmem. Suda neyse ama çıkınca rüzgâr fena üşütüyor. Bi kere bere şart J Çoraplarımı da hiç bu kadar sevmemiştim heralde JJ Helva da ilaç gibi geliyor alkışlar arasında J Dönüş yolunda biz yine yukarda laflıyoruz. Artık yukarda oturulabiliyo; yer bol JJ Gürel sabahtan kalan boyozları bizimle paylaşıyo, yanında da Schweppesi var J Üstündeki reklâmı okuyunca onu ben kopartıp alıyorum. Çünkü bakın ne yazıyor:
“İçinde ferah bir kıpırdanma başlamışsa,
Yerçekiminin seni yeterince etkilemediğini hissediyorsan,
Ağzınla kulakların arasındaki mesafe gittikçe kısalıyorsa,
Ve bu durumun sürmesini istiyorsan,”
Ben sonunu bizim için değiştiriyorum:
DALMAYA DEVAAAAM…

Sevgiyle K(D)alın…
Elvan (29 Ekim 2006)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder