23 Ocak 2011 Pazar

DALIŞ TECRÜBESİ 2

(İşte bu da 2.dalışın raporu; Monem’de normal dalgıçların yaptıklarını da anlatmadım artık; epey hareketli bir gündü yani bizim için öyleydi, belki her zaman böyledir. Bilemiyorum, göreceğiz… J)

Arkadaşlar bu hafta sonunu (18.06.2006) da atlattık çok şükür J
Atlattık diyorum bu sefer, çünküüü…  Sabah ilk dalışta ben geçen haftadan bütünlemeye kaldığım için Mehmet Hoca beni Erdinç Hocaya devretti, efendim Erdinç Hoca daha sertmiş, eğitimlerinde kırbaç falan kullanıyomuş… Sudan çıkmamı ancak o engelleyebilirmiş… Valla tam da söyledikleri gibi oldu…
Yine zorlu bir hazırlıktan sonra geldik “ileri kocamaaaan bi adım” olayına… arkadan gelen “büyük adım at”, “suya bakma”, “ileri bak”, “büyük adım at” , “nefes al”, “BCni şişir”  uyarıları, bir süre sonra bana bağırtı şeklinde gelmeye başladı… Kardeşim zaten teknenin kadrolu tırsığı olduk, daha ne üstüme geliyosunuz… Tamam atlıycaz işte… Allah allaaaahhh… Hayır zaten telaş içindeyim, bi de sesler arttıkça daha çok heyecanlanıyorum…
Hadi kızım Elvan, bu sesleri duymamanın en iyi yolu atlamak…
Neyse atladım, bütünleme sınıfında yeni 2 arkadaş var; Erdinç Hocayla birlikte şnorkel yapar gibi önce yüzeyden ilerledik; sonra geldik eğitim yapacağımız yere… Suyun altına inip diz çöküyosun… Önce diğer 2 kişiyi indirdi, beni de en son (ben rica ettim, çünkü durmak bana acayip zor geliyo) başladık batmaya, ben yine heyecan içerisinde, “yok” dedim “olmıycak bu iş, ben çıkayım”, el-kol, kaş-göz işareti yapıyorum bırak beni gideyim diye; yok anacım… tuttu kemerimden, “çıkamazsın” diyo… haydeee… Birazdan da kırbacı çıkarır mı çıkarır vallaaa…
Diğer arkadaşlara regülatörü çıkarma takma alıştırmasını yaptırıyo… ben de seyrediyorum… abi kolay bi işe benziyo sanki… sonra maskeden su tahliyesine sıra geliyo… a-na!!! E ben bunu ihtiyaç duyunca yapıyorum ya… Meğer refleks gibi bişeymiş bu, ihtiyacın olunca kendiliğinden yapıyosun… ama düşünerek yapmak başka bişey… bakın şimdi nasıl nefes alıp verdiğinize dikkat etmeye başlayın nefes alıp veremiyosunuz, şimdi almam lazım, şimdi vermem lazım deyince olmuyo; ama olayı kendi akışına bırakınca oluyo J) enteresan bi durum…
Sonra başladık dipten gitmeye, sen misin beni kemerimden tutan… Ben bırakır mıyım bi daha… yapıştım Erdinç Hocanın eline… güzel güzel dolandık suyun içinde… sonra çıktık… yorgun dalgıç taşıma alıştırmasında mankenlik yaptım J) veee giderayak regülatörümü çıkarıp taktım ;)
Oohhhh…1. dalış bitti… hadi yemek yiyelim… yok canım J bu sefer yemezler… her ne kadar yarım tabak istesem de bizim bol kepçe teyzoş sağolsun doldurmuş tabağı; aslında diğer tabaklara göre benim ki hakikaten yarım ama öyle böyle değil görmeniz lazım J ben onun da yarısını yiyorum; geçen haftadan tecrübeliyim ya… O yemekler suyu görünce canlanıyo J
Sıra geldi 2.dalışaaaa…
Bu sefer de Erdinç hoca beni Mehmet Hoca’ ya pas etti… Anladığım kadarıyla bana 1 dalıştan fazla dayanamıyo bu hocalar J))
Dalıştan önce Mehmet Hoca neler yapacağımızı anlatıyo:  Efendim “yatak odası” denen yerdeyiz. Ada sağımızda kalacak şekilde etrafından döneceğiz. Arada bir mağaraya girip çıkıcaz, işte orası yatak odasıymış… Sonra oradan çıkıp bir kemerin altında geçip, tekneye gelicez… İyiiii… Derinliklerde şöyleymiş… Önce 4-5 metrelerden gidicez, sonra balkon gibi bir yere gelicez oradan 14-12 metrelere inicez, sağımızda bir duvar devam edicez, mağara falan fişmakan derken tekrar 6-5-4 metrelerden dönücez…
ya acaba ben bu dalışa katılmasam mı??? Ben kiiim 10’ lu metreler kiiim, hele bi de mağara falan… yok yok millete de mani olmıyiim gitsinler onlar…
Bana yine “hadi hadi” tezahüratları, benim saçma sapan onlarca sorum, kurbanlık koyun gözleriyle bakışım ve Kaanın bunu yakalaması J) ehh biliyosunuz kaçamadınız mı zevk almaya bakmak lazım ;) Bu sefer en çabuk atlayışlarımdan biri oldu; etrafta fazla kimse yoktu galiba J ya da ben duymadım… Bi tek Erdinç Hocanın sesini duydum “Mehmet Hocayı bırakma sakın” diye bağırıyodu… Tamam tamam… “evliyim elini tutamam” falan dedi ama su altında kim takar J)))
Başladık dalmaya; BC söndür, kulakları dengele, BC’ ye bi pıs hava bas, kulakları dengele, nefesini ayarla, Allah maske mi çıkıyo ne… Yok yok bişey yok... Panik olma… deriiin bi nefes çek, iyi gelecek… Hah oldu bu iş, hoca bakıyo… OK mi? OK! 
Hadi bakalım yatay pozisyona geçiyoruz ve gidiyoruz…
E tabi doğal olarak yapıştım eline… ay maskenin sağ tarafı buhar oldu iyi mi… hay Allah yaaa… Neyse biraz daha alışayım da bi çaresine bakarız…
Konsola bakıyorum arada 3 mtdeyiz J güzel…
Az gittik uz gittik, geldik o balkona amanıııııın bir derin mavilik, süper yaaa… Hem korkarım hem giderim… Valla millet boşuna bu maviliğe kanmıyo, süper bi renk; nasıl yoğun bir mavi ve biz içindeyiz… Sağımızda duvar gidiyoruz… Ben pek kafamı sağa sola çeviremiyorum (hani şu “su koalası” hikâyesi J), sadece önüme bakıyorum, bi de sağ tarafımda Mehmet Hoca arada ona bakıyorum, ama görmesem de elini tutuyorum ya… İyiyim… Konsola bakıyorum 5mt… haaa e iyi diyorum, daha var ben alışıyorum yavaştan…
Sonra bişey oldu… Hoca beni diğer arkadaşlardan birinin eline tutuşturdu, kayalara tutunup bekleyin dedi. Anlamadım, ters bişeyler var sanırım… Sonra işaret geldi hadi dönüyoruz diye… Allah allaaahhh… noldu ki? Ben de bişey yapmadım ama J
Neyse beni devraldı, yolda nooldu diye soruyorum, geri mi dönüyoruz, evet diyo tekneye doğru gidiyoruz. Onu anladım da neden olduğunu anlayamadım. Su altında muhabbet çalışmalarına devam edip ilerletmek lazım, benim sıkıntılarımdan biri de o çünkü… Konuşamayınca sıkılıyorum abi… Sonra kabak sizin başınıza patlıyo böööle uzun uzun yazılarla… J)))
Çiçek böcek balık oynaya oynaya ilerliyoruz… Baya zevkli işmiş bu yauw… Suda asılı kal, bağdaş kur, ellerini bağla… aaa olmadı, BCye bi pıs hava bas… Acele yok… Allah ters dönüyorum, kaplumbağa gibi… Ayaklarımı çözüyorum, eller kollar… Hah düzeldim… bi daha… Bu sefer hoca ayaklarımı tutuyo, çözemiyorum… Ama biraz daha rahatım, hiç değilse dönersem, tutunacak biri var J oldu galiba… Tamam, şimdi acil çıkış yapıyoruz… “aaaaaaaa” diye yukarı çıkıcaz… Mehmet Hocayla birlikte çıkıyoruz… Tamam dedi, oldu bu iş, elimi de sıktı…” sırt üstü tekneye” dedi…
A-aa… E bitti miiii???…
E ben daha yeni alışmıştııııımm…
Hay Allah yaaaa… …
Çıktım tekneye… Hay Allah yaaa biraz daha kalsaydık keşke… Erdinç Hoca gülüyor… “Sabah çıksaydın, bi daha ömrün boyunca dalamazdın” diyor… Evet yaaa… Haklı adam… Galiba oldu bu iş J “Ya tam alıştım, bitti” diyorum “oldu mu şimdi?”  Cevap: “ sen de Arap atı gibisin, sonradan açılıyosun” J))
Hadi hadi dönüyoruz, daha final sınavı olucaz… Sabahtan beri söylüyorum, sınav var diye bana inanmıyolardı… Hah alın bakalım hem de 50 soru var… Neyse hoca soruları verip bizi yalnız bırakıyor, biz tabi ilkokuldan kalma bi alışkanlıkla sohbet muhabbet bitiriyoruz sınavı J hepimiz geçtik… Geçici belgelerimizi aldık, asılları federasyondan gelecekmiş… Ama biz Ferahla ikimiz bonus bir eğitim dalışı daha hak ediyoruz; bu sefer birebir ilgilenecek bizimle… Ferahın bir soruya verdiği cevap yanlış, meğer suda da aynı yanlışı yapıyomuş, onun için de fırt diye yüzeye çıkıyomuş; biz de o yüzden geri dönmüşüz meğer…
Bana da soruyor “bu elden tutma fantezisi nedir?” diye… “yüzerliğini kendin ayarlıyosun, bana yüklenmiyosun, niye elden tutmaya ihtiyaç duyuyosun?”  kendime güvenmiyorum ya… Elinden tutunca kendimi güvende hissediyorum… Açıklaması bu… Ben zaten daha ööle herkesle eşleşip de dalamam, güvendiğim birisi olacak ille…J)) Çünkü hocalarımızın söylediğine göre dalışta kendinden başka kimseye güvenmiyceksin, bu yüzden de ben kendime güvenene kadar, ellerinden tutucam… valla kötü bi niyetim yok J))
Sınavdan sonra, dalış defterlerimize bugünkü dalışlarımızı yazıyoruz… 2. dalışta kaç metreye kadar indiydik? 11mt demez mi? Neeeeeee??? E benim konsol 5mt gösteriyoduuuu… Kaan bana dediydi, “sana benim ilk dalışta kullandığım ahtapotu verelim, derinliği sürekli 5mt gösteriyo” diye… Ben şaka sandıydım · bilmiyorum, bilerek mi yaptılar, yoksa tamamen bir tesadüf mü? Ama söyledikleri gibi ha 5mt ha 10mt… aynıymış J)))
Evet işte budur… Tam alıştım bitti…
Dalış maceramda elimden tutan, bütün şımarıklık, naz, niyaz, korku vs… bölümüne sabır, ilgi, alaka ve şefkat gösteren Mehmet ve Erdinç Hocalara veee orada konuşamadıklarımı anlatıp içimi döktüğüm canım arkadaşlarıma teşekkür ederim… J
Nazancım bu arada çekinecek bişey yok, sadece biraz(!) dalga geçiyolar; ama eğlenceli oluyo J daha çok onlar eğleniyolar gerçi ama son gülen iyi güler ;) bak ben bile alıştım J
Görüşmek üzere, iyi haftalar J
Elvan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder